YAZ GÜBRELEMESİ

Temmuz – Ağustos sıcaklarının gelmesiyle zeytin tanelerimiz hatta ağaçlarımızda susuzluktan dolayı büzüşmeler (sıkılmalar) görülmektedir. Ağaçların normal fizyolojik gelişiminin dahi çok yavaşladığı bu dönemde gübre uygulanır mı? Uygulanırsa ne tür bir gübre uygulanır? Sorularına cevap arayacağız.

Yaz aylarında gübreleme yapılır, yapılmalıdır da…

Tane tutumu döneminin hemen ardından gelen ve tane yağlanmasına kadar geçen yaz aylarında zeytin gelişimi devam etmektedir. Bu dönemde artık, generatif gelişim olduğu için bakım uygulamalarımız ve gübreleme politikalarımız değişmektedir. Susuzluk stresi ve aşırı sıcağın oluşturduğu etkilerinde müdahale gerektirdiği gibi, zeytin tanesi ve ağacının da gelişimi için müdahalelere gerek vardır.

Stres koşullarının giderilmesinde, hayvansal ya da bitkisel kaliteli bir aminoasit uygulamanın çok ciddi olumlu etkileri yadsınamaz. Ayrıca kaliteli bir deniz yosunu, çeşitli organik madde ihtiva eden ürünler, stres konusunda çok ciddi olumlu etkiler oluşturmaktır. Bunlarla aynı zamanda kullanılan elementlerin alımı ve işlenmesi de elzemdir.

Aktivatörlerin etkileri yadsınamaz. Sıcaklık ya da kuraklık stresinin olduğu zamanlarda çok başarılı stres alıcı olarak kullanılmasının, gübreleme olarak faydaları dışında, bitki besleme açısından verdiğimiz elementlerin çalışmasında da çok çok büyük faydaları vardır. Bu önemli bilgiyi, yaz aylarındaki bitki besleme başlığı altında değil ama genel olarak hep aklımızda bulundurmalıyız…

Tane tutumunun ardında bitki, artık birincil olarak tane gelişimi üzerine öncelik verir. Tane irileşmesi ve olgunlaşmasında benim tavsiye ettiğim 2 makro ve 1 yardımcı element ön plana çıkmaktadır.

Bunlar tane büyüme ve uzamasında Azot, hücre bölünmesi ve dolgunlaşmasında fosfor, tane kabuk, çekirdek ve sap sertleşmesinde de kalsiyum benim için önceliklidir. Bu elementleri yazınca hemen gözlerin potasyumun aradığına eminim. Benim yaklaşımım, bu dönemde potasyumun önemsiz değil, bu elementlerin ardından gelen bir öneme sahip olduğu yönünde. Potasyumun stres alıcı etkisi, taneyi olgunlaştırması, renklendirmesi, aroma oluşumu sağlaması, yağlanma oranını arttırması, kalite yükseltmesi ve makro elementlerin randımanını artmasında sinerjik etkileri konusunda hem fikiriz. Ancak, potasyum son dönemin birincil elementi olduğu ve bu dönemde destekleyici etkiye sahip olduğunu düşünmekteyim. Diğer bir deyişle potasyum kullanılmalı ancak tek başına ya da öncelikli olarak değil…

Peki, bu dönemin gübresi nasıl olmalı?

Ben bu dönemde, Azot ve fosforca yüksek, potasyum ihtiva eden ayrıca takviye olarak da kalsiyum desteğiyle güçlendirilmiş, amino asitli gübrelemeyi önemli görüyorum. Buna örnek, 30-30-10 + TE veya 25-25-20 + TE gibi bir skala olabilir. Ancak, piyasada özel üretimler dışında bu tarz gübreler pek mevcut değil. Bu yüzden piyasa koşullarına göre konuşursak, 20-20-20+TE veya 18-18-18 + TE tarzı bir gübrelemeye; Kalsiyum, magnezyum ve bor ihtiva eden bir gübreyle desteklenmesi, bununda kaliteli bir amino asitle (Öncelik hayvansal yoksa bitkisel) desteklenmesi, bu dönemin en doğru gübreleme programıdır. Bu uygulamaya eylül ayı ortasına kadar devam edilebilinir. Tabii, bu söylediklerim ortalama elementel koşullarda yapılan bir genellemedir. Spesifik noksanlıklar yada özel koşullarda, doğru yaprak analizi ve uzman görüşü önemlidir.

Diğer bir konuda sulama yapabilen çiftçilerin yapması gereken alt gübrelemedir. Damlama ya da salma sulama yapan çiftçilerin mutlaka bir gübre uygulaması yapması gerekmektedir. Bitkilerin, bünyesine suyun girmesiyle fizyolojik aktivitelerinin tekrar canlanması ve ortam sıcaklığının suyla beraber azalmasıyla birlikte; bitkiler, çeşitli elementlere ve dolayısıyla enerjiye ihtiyaç duyarlar. Bu zamanda ne tür bir gübre kullanılması gerektiğinin net cevabını toprak tahlili ile verebiliriz. Aynı zamanda sulama ile bitki kök bölgesinde bulunan bazı elementler ve organik madde yıkanabilmektedir. Bu gibi durumlar için topraktan 20-20-20 yada 18-18-18 tarzı dengeli damlama sulama gübreleri yada azotlu gübre takviyesi mutlaka yapılmalıdır. Yine topraktan yıkanma ve beslenme göz önüne alınacak olursa toprak yapısına göre kalsiyum ve magnezyumlu gübrelerin takviyesinin de hem toprak tekstürü hem de bitki besleme açısından önemi artmaktadır. Ayrıca, potasyum humat tarzında element ihtiva eden konsantre organik gübrelerin kullanılmasını tavsiye ediyorum. İz elementler konusunda toprak tahlili önemli olduğu için izelement uygulamasının, toprak koşullarına göre verilmesi daha uygundur.

Bu makale, “hava sıcak, bitki şuan durgun dönemde, yazın bitkinin gübreye ihtiyacı yok,…” gibi algıların önüne geçmek ve gübreleme yapmak isteyen ve kafasında soru işaretleri olan çiftçilere fikir olabilmesi amaçlı bir yaklaşım olsun diye yazılmıştır. Her canlının gıdaya ihtiyaca vardır, ancak doğru zamanda doğru besin elementleri ile yapılan müdahale bitkilerde istenen sonucu verir.

Not: Makalemde zaman zaman değindiğim “Kaliteli bir Gübre” uyarısı çok önemlidir. Günümüzde merdiven altı gübre üretimi artmaktadır. İçeriğinde yazan elementlerin olması tek başına yeterli değildir. Elementlerin alınabilirliği, etkinliği, kalitesi, toksisitesi, yarayışlılığı, karışabilirliği çok önemlidir. Taban gübreleriyle dahi, iptidai koşullarda yaprak gübresi oluşturulduğu ve piyasaya sunulduğu yada iyi bir firmanın piyasadaki gübrelerinin seyreltilip etiketlendirildiği, yada yarayışlılığı çok az olan organik maddelerin suyla karıştırılıp alımlı paketlerle sunulduğuna çok şahit oldum. En çokta deniz yosunu  konusun da; nereden, ne teknikle ve ne tür bir deniz yosunu olduğu belli olmayan deniz yosunları, piyasadaki üstün içerikli ve teknolji kullanılarak elde edilen yosunlara, fiyat cazibesini kullanarak meydan okumaya başladı. Hele birde uygun iklim koşulları, tesadüfi etmenler ya da başka ürünlerin zamana yayılmış etkilerinden dolayı bu tip ucuz ürünlerin başarılı görülmesi, bu tarz pazarların büyümesine neden olmaktadır. Özetle, kaliteli gübre kullanımı çok önemli ki yapılan masraflar ve beklenen sonuçlar elde edilebilsin. Yoksa, bahçelerimize element görünümlü yarayışsız kayaç çıktıları atmış oluruz ki bu yine kötünün iyisi, daha daha kötü sonuçlarla bile karşılaşabiliriz.

Artık 3 kuruluşa 3 köfte var, 5 köfte yok. 3 kuruşa 5 köfte veren varsa da ya o 2 köfte ya da 5 köftede midemizi ağrıtır, maliyetler önemli. Çok çok basit bir anlatımla, her 20-20-20 aynı ismi rakamları taşısa bile aynı değildir.


Yayımlandı

kategorisi

,

yazarı:

Etiketler:

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir